YENİLENDİ

Cezaevinde gazeteci Esra Solin Dal’a 'örgüt üyesiyim' diye belge imzalatılmak istendi

Özgür basın emekçisi Esra Solin Dal’ı çıplak arama işkencesine maruz bırakıldığı Bakırköy Hapishanesi’nde ziyaret eden İHD Eşbaşkanı Eren Keskin, Esra Solin Dal’a koğuşa geçmek için “örgüt üyesiyim” yazan bir kağıt imzalattırılmaya çalışıldığını aktardı.

GAZETECİ ESRA SOLİN DAL'A İŞKENCE

Gazetecilik faaliyetleri gerekçe gösterilerek tutuklanan üç özgür basın emekçisinden Mezopotamya Ajansı muhabiri Esra Solin Dal’ın, çıplak arama işkencesine maruz kaldığı Bakırköy Kadın Kapalı Hapishanesi’nde tecrit hücresinde tutulduğu ortaya çıktı. Hukuksuz bir biçimde tutuklanan Esra Solin Dal’a dayatılan bu onur kırıcı uygulama gazeteci meslektaşları tarafından protesto edilirken, ANF’ye konuşan İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, gazeteciye yapılan işkencenin çıplak aramayla sınırlı olmadığına dikkat çekti.

TECRİTTE TUTULAN GAZETECİ ESRA SOLİN DAL’A ÜÇ GÜN YEMEK VERİLMEDİ

Gazeteci Esra Solin Dal’ı 30 Nisan’da ziyaret eden Eren Keskin, karantina adı altında hâlâ tecrit hücresinde tutulan Esra Solin Dal’a üç gün boyunca yemek dahi verilmediğini aktardı. Esra Solin Dal’a üç gün boyunca sadece kuru ekmek ve su verildiğine dikkat çeken Keskin, iki gün boyunca havalandırmaya da çıkarılmadığına işaret etti. Esra Solin Dal’ın sadece Bakırköy Hapishanesi girişinde değil tutuklanmadan önce gözaltında tutulduğu Vatan Emniyet’te de çıplak arama dayatmasına maruz bırakıldığını belirten Eren Keskin, “Yaşadığı bu işkenceyi anlatırken çok tepkiliydi. Emniyette mülakat adı altında gece yarısı istihbarat elemanlarının kendisini sorgulamaya çalıştığını, avukatı olmadan ifade vermeyeceğini söyleyerek bu hukuksuzluğu reddettiğini anlattı. Apaçık bir kontra uygulaması olan bu zorla ifade alma dayatmasından dolayı çok tedirgindi” dedi.

'ÖRGÜT ÜYESİYİM' DİYE ZORLA KAĞIT İMZALATTIRILMAYA ÇALIŞILDI

Hapishanedeki hukuksuzluğun bununla da sınırlı kalmadığını anlatan Eren Keskin, koğuşa geçmek isteyen Esra Solin Dal’a hapishane idare ve gözlem kurulu tarafından “örgüt üyesiyim, bu koğuşa geçmek istiyorum” yazan bir evrak imzalattırılmaya çalışıldığına dikkat çekti. Esra Solin Dal’ın bu keyfi uygulamayı da kabul etmediğini kaydeden Eren Keskin, şöyle tepki gösterdi: “Bu tamamıyla illegal bir uygulama. Tabii Solin bu yasa dışı uygulamayı reddetmiş ve kendisiyle aynı nedenle yargılanan insanlarla kalmak istediğini beyan etmiş. Hapishane İdare ve Gözlem Kurulu bütün yetkilerini aşarak insanların adeta hayatlarıyla oynuyor. Sadece itiraz ettikleri için, haklarını aradıkları için, biat etmedikleri için insanlara olmadık uygulamalar yapıyorlar. İnsanları tamamen korkutmak, tedirgin etmek, etiketlemek gibi birçok amaç taşıyan bu Hapishane Gözlem Kurulları’nın gerçekten tartışmaya açılması gerekiyor.”

‘ANA MUHALEFETİN ÖZGÜR BASIN KONUSUNDAKİ ÇİFTE STANDARDI TARTIŞILMALI’

Eren Keskin, Solin’in ilk kez hapishaneye girmesine rağmen çok kararlı bir tutum sergileyerek bu hak ihlallerine karşı çıktığını vurguladı. Esra Solin Dal ve beraberindeki iki gazetecinin yaptığı haberler nedeniyle hapsedildiğini hatırlatan Eren Keskin, sistematik hale gelen bu hukuksuzluğa topyekûn itiraz etmek gerektiğinin altını çizdi. “Devlet gazetecilere çok büyük haksızlık yapıyor, ana muhalefet bunu izliyor” diyen Eren Keskin, şunları kaydetti: “Evet, devlet ifade özgürlüğünü engelliyor, gazetecileri hapsediyor ama burada sadece devleti eleştirmek yetmez. Muhalefetin, özellikle ana muhalefetin çifte standardının da tartışılması gerekiyor. Eğer siz sadece belli gazeteciler için mücadele eder, sadece belli gazetecilere yönelik hak ihlallerini dile getirir, özgür basına yönelik diğer hak ihlallerini dile getirmezseniz devletten hiçbir farkınız kalmaz.

‘ANCAK FAŞİST YÖNETİMLERDE GAZETECİLER HAPSEDİLİR!’

Solin, gazetecilik faaliyetleri nedeniyle hapsedildi. Zaten hakim sadece, ‘Neden tecrit haberleri yapıyorsun? Neden kadın cinayetleri haberleri yapıyorsun?’ sorularını sormuş. Oysa Türkiye Cumhuriyeti Devleti Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzalamış. Bu sözleşmenin 9. ve 10. maddeleri ifade özgürlüğünü garanti altına alıyor, yazılı olarak tabii ki. Ama Türkiye bir hukuk devleti değil. Anayasasıyla kendi iç hukukunun da üzerinde kabul ettiği uluslararası sözleşmelerin hepsini ihlal ediyor. Yıl 2024. Böyle bir dönemde bir gazetecinin yaptığı haber nedeniyle tutuklanması akıl dışı bir şey. Bu ancak faşist yönetimlerde ve darbe dönemlerinde olacak bir şey. Maalesef AKP bir dönem eleştirdiği her şeyi şu anda kendisi yapıyor.”